Diyeti uygulayan herkes iki haftada 5 ile 18 kilo verebildiğini belirtiyor. Dahası da diyetin en büyük özelliği metabolizmayı tamamen(veya kısmen) değiştirdiği için 1-2 yıl boyunca hiç kilo alınmamasını sağlaması. Tabi ki bu bünyeye de bağlı bir olay.
Yine diyetisyen kontrollü başlanması tavsiye ediliyor. Hatta hemen her diyetin diyetisyen ve hekim kontrollü olmasında fayda var. Özellikle yazın yapılan bilinçsiz diyetler sağlığa zararlı olabiliyor ve güçsüz/enerjisiz kalabiliyoruz.
Bu diyetin süresi en az 12-13 gün olarak belirtiliyor. Zaten daha az sürede yapılacak diyetler genelde pek işe yaramıyor. Yine de diyetisyen tavsiyesi bu konuda şart. Bu diyette çay/kahve ve her türlü meşrubat yasak. Diyeti en az 6 gün içinde kesmek gerekli. Su tüketimi diyetlerde önemlidir ama bu diyette abartıya kaçınılmasına izin verilmemiş ve günlük 2 litre sınırı koyulmuş.
Diyete sadık kalmak da en önemlisi. Ara sıra gizli atıştırmalar, ”aman bir taneden ne olacak” düşüncesi diyetin kuralını ve diyetin mekanizmasını bozar ve bir işe yaramadığını görürsünüz. O yüzden diyet yaparken genelde, açlık hissi veya bir şeyler yeme hissine kapıldığınız zamanlarda verilen tavsiyeler ”sevdiğiniz bir müziği dinleyin, açın güzel bir film izleyin veya deniz/havuza gidip yüzün” gibi zaman geçirici ve açlık hissini unutturacak tavsiyeler verilir.
Diyetlerde ve İsveç diyetinde en önemli olaylardan biri de ilk 2-3 günlük süredir. Özellikle ilk gün çok zor geçer bazı insanlar için. Ama sabır ve dayanıklılık ile ilk günü atlatırsanız gerisinin geldiğini de göreceksiniz. Çünkü mide de beynimiz gibi kendini az yemeye alıştırıyor ve bir süre sonra küçülüyor. Ve böylelikle sürekli açlık hissi ortadan kayboluyor.
Bu diyetde de en önemlisi bence diyetisyen kontrolü ve tavsiyeleridir. Çünkü bir bilgimiz olmadan kafamıza göre bir plan ve menü hazırlayarak yapacağımız diyet pek sağlıklı olmayabilir. Diyetisyenler, günlük kalori hesabından, günlük yağ/protein hesabına kadar hepsini ayarlayıp, bizlere öyle menüler hazırlıyor.
0 yorum: